Bazıları, paylaştığım içeriğin yüksek bir bilinç olduğunu söylese de, aslında bunlar sadece normal düşüncelerdir. Sadece belirli bir toprak parçasındaki insanlar, aslında insanlar değil, sadece insan kılığına girmiş boğalar ve atlar. Hangi boyutta bir bilinçteysen, o kaderi yaşarsın. Çünkü bilinç, kaderin başlangıç noktasıdır. Eğer boğa ve atların bilincindeysen, sadece boğa ve atların izinde yaşarsın. Boğa ve atların bilinci nedir? Hayatta kalmayı her şey olarak görmek, anlamı sorgulamamak, sadece itaat etmek, iyilik ve kötülüğü sorgulamamak, başını eğmek ve kaldırmaya cesaret edememektir. Böylece boğa ve atların bilinci kesinlikle boğa ve atların kaderine yönelir; sürüklenir, kesilir, tüketilir ve en sonunda onur bile kalmaz. Peki, insanların bilinci nedir? Kendisine kim olduğunu, neden yaşadığını sorma cesaretine sahip olmaktır. Hayatın sadece nefes almak değil, aynı zamanda seçim ve onur olduğunu anlamaktır; bu yüzden karanlıkta bile, bir ışık parıltısını koruyabilmektir. Bu, insan olmanın en temel bilinci değil mi? Yüksek sayılmaz, ama hayatını belirlemek için yeterlidir. Bunun arkasındaki sebep-sonuç zinciri oldukça nettir; bilinç kimliği belirler, kimlik davranışı belirler, davranış kaderi belirler. Senin bilincin boğa ve atlar seviyesindeyse, sadece boğa ve atlar gibi yaşarsın; senin bilincin insansa, insanın geleceğini yaşarsın. Yani bu yüksek bir bilinç değil, bu sadece insan olmanın en temel bilincidir ve aynı zamanda kaderin en kritik dönüm noktasıdır. Bir kişi gerçekten insanın ne olduğunu, sadece insan kılığına girmiş boğa ve atların ne olduğunu ayırt etme cesaretine sahip olduğunda, o an zaten ilerleyiş yoluna adım atmıştır. Bu farkındalık, bir üstünlük duygusu değil, bir özgürlük hissi ve bir kazanım hissi getirir. Sonunda, kaderin sadece belirlenmiş olamayacağını, kendi bilincinin derinliğiyle şekillendirilebileceğini anladın.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Bazıları, paylaştığım içeriğin yüksek bir bilinç olduğunu söylese de, aslında bunlar sadece normal düşüncelerdir. Sadece belirli bir toprak parçasındaki insanlar, aslında insanlar değil, sadece insan kılığına girmiş boğalar ve atlar. Hangi boyutta bir bilinçteysen, o kaderi yaşarsın. Çünkü bilinç, kaderin başlangıç noktasıdır. Eğer boğa ve atların bilincindeysen, sadece boğa ve atların izinde yaşarsın. Boğa ve atların bilinci nedir? Hayatta kalmayı her şey olarak görmek, anlamı sorgulamamak, sadece itaat etmek, iyilik ve kötülüğü sorgulamamak, başını eğmek ve kaldırmaya cesaret edememektir. Böylece boğa ve atların bilinci kesinlikle boğa ve atların kaderine yönelir; sürüklenir, kesilir, tüketilir ve en sonunda onur bile kalmaz. Peki, insanların bilinci nedir? Kendisine kim olduğunu, neden yaşadığını sorma cesaretine sahip olmaktır. Hayatın sadece nefes almak değil, aynı zamanda seçim ve onur olduğunu anlamaktır; bu yüzden karanlıkta bile, bir ışık parıltısını koruyabilmektir. Bu, insan olmanın en temel bilinci değil mi? Yüksek sayılmaz, ama hayatını belirlemek için yeterlidir. Bunun arkasındaki sebep-sonuç zinciri oldukça nettir; bilinç kimliği belirler, kimlik davranışı belirler, davranış kaderi belirler. Senin bilincin boğa ve atlar seviyesindeyse, sadece boğa ve atlar gibi yaşarsın; senin bilincin insansa, insanın geleceğini yaşarsın. Yani bu yüksek bir bilinç değil, bu sadece insan olmanın en temel bilincidir ve aynı zamanda kaderin en kritik dönüm noktasıdır. Bir kişi gerçekten insanın ne olduğunu, sadece insan kılığına girmiş boğa ve atların ne olduğunu ayırt etme cesaretine sahip olduğunda, o an zaten ilerleyiş yoluna adım atmıştır. Bu farkındalık, bir üstünlük duygusu değil, bir özgürlük hissi ve bir kazanım hissi getirir. Sonunda, kaderin sadece belirlenmiş olamayacağını, kendi bilincinin derinliğiyle şekillendirilebileceğini anladın.