DeFi 2.0 Devrimi: Gerçekten Olanlar Üzerine Düşüncelerim

DeFi alanını gelişirken izliyorum ve size söyleyeyim - DeFi 2.0 sadece başka bir kripto moda kelimesi değil. İlk nesli rahatsız eden ciddi kusurları ele alan son derece gerekli bir evrim.

DeFi 1.0 devrim niteliğindeydi ama tam bir karmaşaydı - verimsiz protokoller, sizi iflasa sürükleyebilecek gaz ücretleri ve piyasa çöküşleri sırasında sabrım kadar hızlı kaybolan likidite. Bu yeni dalga sadece eski şeylerin üzerine "2.0" etiketi yapıştırmakla kalmıyor.

DeFi 2.0 hakkında gerçekten ilginç olan, protokollerin sürdürülebilir olmayan APY'lerle kullanıcıları dilenmek yerine kendi likiditelerini kontrol altına alması. O getiri çiftliklerini denedim - elbette, başlangıçta elde edilen getiriler heyecan vericiydi, ama hepimiz o %1000 APY'lerin devam etmeyeceğini biliyorduk. Protokol sahipliğindeki likidite modeli aslında uzun vadeli hayatta kalma için mantıklı.

Kendiliğinden geri ödenen krediler mi? İşte bankamın sunmasını istediğim bir şey! Risk yönetimindeki yenilikler etkileyici, ama bir sonraki kara kuğu piyasalara vurduğunda bunun dayanıp dayanmayacağını merak ediyorum. Kripto dünyası, bir sonraki kriz yeni zayıflıkları ortaya çıkana kadar "çözdü" sorunlarını iddia etmeyi seviyor.

Geleneksel finans aynı eski sömürücü modelleri döndürmeye devam ederken, DeFi hızla evrim geçirmeye devam ediyor. E-ticaret ve uluslararası ödemeler bozulma için belirgin hedeflerdir - neden kredi kartı şirketlerine %3-5 ödeme yapalım veya uluslararası transferler için günlerce bekleyelim ki, DeFi bunu daha ucuz ve daha hızlı yapabilir?

Ama kendimizi kandırmayalım - düzenleyici darbe sert bir şekilde geliyor. Bu merkez bankası dijital para birimleri "araştırdıkları" şey verimliliği artırmakla ilgili değil - kontrolü sürdürmek ve blockchain teknolojisini benimsemekle ilgili.

Asıl soru, DeFi 2.0 projelerinin merkeziyetsizlik ilkelerine sadık kalıp kalamayacakları yoksa düzenleyicileri memnun etmek için taviz verip vermeyecekleridir. Tarih bu konuda cesaret verici değil.